Ekonomik kriz nedeniyle azalan alım gücü, sınırlı kaynakların çığ gibi büyümesi ve hızlı tüketim moda endüstrisini bozmaya başladı. İkinci el moda ürünleri kullanan tüketici sayısı 2016 yılına göre %64 arttı ve bu oran her geçen gün artmaya devam ediyor.
Sonuç olarak, bilinçli tüketiciler “tek kullanımlık moda alışkanlığına” karşı savaşmaya başlıyor ve ben bu duruşu tamamen destekliyorum. Bugün birçok genç, kendi veya aile dolabındaki kullanılmamış kıyafetlerini satıyor ve parayı başka ikinci el kıyafetler almak için kullanıyor.
Yani geleceğin bilinçli tüketicisi Z kuşağı için ikinci el eşyalar “başkasının” malı değil. Moda özünde, her zaman vintage trendlerinden etkilenen, kendini sürekli yenileme mekanizmasıdır. İkinci el lüks eşyalar artık yerleşik bir trend. İkinci el, vintage ve ikinci el bize modanın çok çabuk eskimesini engelleyen normatif değerleri hatırlatır.
The Business of Fashion’ın veri ve analiz kolu olan BoF Insight Lab tarafından yayınlanan bir Fashion of Resale raporu, küresel ikinci el moda pazarının şu anda 130 milyar dolar değerinde olduğunu tahmin ediyor. Rapor ayrıca, ikinci el moda ürünlerinin yalnızca %5-7’sinin şu anda satılık olduğunu ve tahmini 2,1 trilyon dolarlık moda ürününün dolaplarda kullanılmadığını ortaya koyuyor.
The Second Hand Effect raporuna göre 2020 yılında herkes yeni yerine kullanılmış kıyafet alsaydı 5,7 milyar ton karbon salınımı tasarrufu sağlayabilirdik. Ek olarak, ikinci el tasarımlar genellikle nesilden nesile aktarılır. The RealReal ve Vestiaire Collective gibi çevrimiçi platformlar, yurtdışında çok çeşitli değerli seçenekler sunarak Net-a-Porter gibi çevrimiçi perakende devlerine meydan okuyor. Türkiye, Original Seconds ve Authentic Seconds gibi platformlara sahiptir ancak ürün seçimi ve fiyatlandırma konusunda diğer ülkelerin çok gerisindedir.
